AKÇAABAT AKÇAKALE BELDESİ
  Tarihçe
 



A K Ç A K A L E

 TARİHÇESİ

            Trabzon Şehrinin 25 Km batısında, denize hakim bir teras üzerinde kurulmuş bir kalenin etrafında kurulmuştur Akçakale. 1994 yılına kadar Köy Tüzel kişiliği ile yönetilen yerleşim yeri 1994 yılı Mart ayında yapılan yerel seçimler ile birlikte –Akçakale, Çatalzeytin, Gökçekaya ve Zeytinlik Köylerinin birleşerek- Belde statüsünde Belediye Tüzel kişiliği ile yönetilen bir yerleşim merkezi haline geldi.  Tarihi kaleden ismini alan beldenin, yerleşim yeri olarak kuruluşu  tam olarak belli değildir. Ancak kayıtlara göre (net bir tarih olmasa da) Tarihi kalenin yapımına 1195-1204 yılları arasında başak bir kaynak ise 1297- 330 yılları arasında yapılmış olduğunu göstermektedir. Bu tarihi kayıtlara göre Akçakale’nin 800 yıldan daha eski bir tarihe sahip olduğu görülmektedir.

             Kale, Trabzon’da prenslik yapan II.Alexios tarafından yaptırılmıştır. Türk beylikleri ile çok yakın girift temasları bulunan Trabzon Komnenoslarından II. Alexios 1340-1390, KORDYLE’de (AKÇAKALE) bir Phokas Kilisesini ihya ile yanında bir manastır kurdurmuştur.

             Denize yakın bir tepe üzerinde bulunan kaleye, uzaktan bakıldığında beyaz görüldüğü için AKÇAKALE adı verildiği söylense de, bazı kaynaklara göre de Rum imparatorluğunun hazinesi niteliğinde olduğundan Para (Akçe) anlamına gelen Akçakale adı verilmiştir.

             1461 yılında, Trabzon Türkler tarafından feth edildiği zaman, kalenin Rum halkı 6 yıl gibi bir süre daha burayı savunmuşlardır. Fakat, Fatih Sultan Mehmet’in komutanlarından Mahmut Paşa tarafından kale bu savaş sonucunda ele geçirilmiş ve Mahmut Paşa burada şehit olmuştur. Mahmut Paşa bu kalede defnedilmiştir. Ancak kalenin yıllarca bakımsız olmasından dolayı mezarının yeri belli değildir.

                     19.yy Osmanlı resmi kaynaklarında, Larhana köyüne bağlı görünen Akçakale bu yüzyılda kale harabesi durumunda idi. 1830 tarihinden itibaren Trabzon-Tebriz yolunun önem kazanması, Trabzon limanına uğrayan gemilerin sayısını artırmıştı. Doğal Liman özelliğinden dolayı şehre batıdan gelen gemilerin, kötü havalarda sığındıkları limanlardan biri haline gelmişti Akçakale.   

            1828 yılında, Trabzon Valisi Vezir Hasan Paşa devrinde kıyı boyunca inşa edilen tabyalardan biri de burada kurulmuştu. 19.yy başlarında kalenin her tarafı tarla haline getirilmiştir.

             1864 yılından itibaren , Rusya’nın işgal ettiği Transkafkasya illerinin sakinleri olan Gürcü, Abaza ve Çerkezlerin özellikle Trabzon bölgesine göç ettikleri bilinmektedir. Gemilerle nakledilen göçmenlerin uğrak limanlarından biri de Akçakale idi. 1864 yılı sonlarında limana gelmeye başlayan Kafkas göçmenleri toplam 22.000’i bulmaktaydı. Çerkez ve Abaza kabileleri sahile “Takım Takım” çıkarak toplanmışlardı. Sahilde göçmenler gruplara ayrılarak kendilerine sandallar tahsis edilmiş ve Büyük Liman’a gönderilmişlerdi. Göçmenlerin yiyecek ve para sıkıntısı çekmeleri onların, Akçakale’de yaşayan Rum ve Türk ailelerin ekili alanlarına zarar vermelerine sebep olmuştur. Bu karmaşayı ortadan kaldırmak için Devlet, göçmenleri gruplar halinde Trabzon’a ve çevre İllere göndermiştir.

             Yakın yy.’a kadar askeri üs fonksiyonunu devam ettiren Kalenin duvarlarının çoğu kısmı yıkılmasına rağmen; yapı özelliğini halen korumaya devam etmektedir. Harap durumda bulunan kale surları ve burç, dış etkilerden kalın ve yüksek duvarları sayesinde korunmuştur. Deniz tarafındaki surların testere dişleri gibi sıralanan mazgallarla korunduğu anlaşılmaktadır. Bizans-Komnenos ve Osmanlı dönemini içine alan bir tarih derinliğine sahip olan kale 2006 yılı başına kadar bir şahsın tapusunda özel mülkiyet olarak sahipli idi. Bu sahiplik 1953 yılından itibaren süre geldiği tahmin edilmektedir. Hangi mantık ile böyle bir sahipliğe alındığı anlaşılmayan kale, 2006 yılından itibaren Kamulaştırılarak restorasyon ve Arkeolojik kazılara hazırlanacak olan kale, Tarihi kaynaklara göre Karadeniz’de yapılan diğer kaleler gibi doğuyu batıya bağlayan deniz yolunun kontrolü için yapıldığı belirtilmektedir. Her ne kadar yerleşim alanı olarak kuruluşu kesin bilinmeyen Akçakale’nin kuruluşunun Trabzon ili ile bağlantılı olduğu sanılmaktadır.

 

ÇOĞRAFİ YAPISI

             Akçakale Beldesi, Akçaabat’a 7Km, Trabzon’a ise 22Km uzaklıktadır. Beldenin sahil şeridi 2,33 Km uzunluktadır. Devlet Karayolu ile ikiye ayrılan belde, 39 30’E ve 39 32 Doğu boylamları ile 41 03’N ve 41 07 Kuzey enlemleri arasında yer almaktadır. Beldemizde en son yapılan nüfus sayımı sonuçlarına göre belde nüfusu 2921 dir.

 

İKLİM

            Akçakale Beldesi Karadeniz Bölgesi’nin nemli ve ılıman ikliminin etkisi altındadır. Yörede Kuzeybatı Avrupa’nın nemli ve ılıman iklim şartları hüküm sürer. Yaz ve Kış, gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkları fazla değildir. Bu da bize belde de kontinendal tesirlerden çok, deniz tesirlerinin üstün olduğunu gösterir. İklimi her mevsim yağışlı olmakla beraber, sonbahar ve kış bölgeyi etkileyen hava kütlelerinin, Orografik özelliklerinin etkisiyle oluşan bol yağışların az çok her mevsime dengeli bir şekilde dağılması rol oynamıştır. Bu nedenle kışlar nispeten ılımlı ve yazları da serin geçen bir iklim tipi gösterir.
 

EKONOMİ

             Akçakale’de geçim, Tarım ve balıkçılığa dayalı olarak devam ederken son 6 yıl içerisinde sanayi anlamında küçük ölçekli de olsa bazı tesisler kurulmuştur. Bunlar Belediye Tüzel kişiliğine ait Konkasör tesisi, özel şahıslara ait olan ve LPG dolum tesisi, Gıda maddeleri dağıtım deposu, Hazır beton tesisi bu anlamda sayılabilecek tesislerdir. Ancak beldenin en önemli geçim kaynağı tarım ve balıkçılıktır.

             Tarımda beldenin en önemli geçim kaynağı 2000 li yılların başına kadar tütün iken (Çatalzeytin ve Zeytinlik mahalleleri en çok tütün tarımı yapılan mahalleler idi) bu tarihten itibaren devletin tütün politikasında yapılan değişikliklerin ardından tütün üretimi azalmıştır. Fındık üretimi de en önemli tarım ürünlerinden biridir. Belde de her ailenin fındık bahçesi bulunmaktadır. Fındık üretimi genelde ailelerin geçimini sağlamaya yöneliktir. Ancak bazı aileler kendi ihtiyaçlarını karşılamak üzere fındık yetiştirmektedirler. Tütün ve Fındık üretiminin haricinde genelde bütün ailelerin Mısır ile sebze yetiştirdikleri tarlaları mevcuttur. Mısır ve sebze üretimi de bazı aileler için önemli bir gelir kaynağıdır. Ayrıca beldemiz zeytincilik yönünden de zengin bir ağaç potansiyeline sahiptir. Ancak Zeytincilik eskisi kadar önemsenmemektedir. 20 - 30  yıl öncesinde köylerde halk kendisine yetecek kadar sıvı yağını zeytinden yapar iken günümüzde yiyecek zeytini’ni de ardık marketlerden almaktadır. Ancak Zeytin ağaçlarının gözlemlenmesinde ve eski binaların incelenmesinde bölgede 200 yıllık ağaç kalıntılarına rastlanmaktadır. Bundan da anlaşılacağı gibi zeytinin bölgede çok eski bir tarihi bulunmaktadır.

             Hayvancılık belde de genelde ailelerin süt ve sütten elde edilen ürünleri elde etmek için yapılmaktadır. Sadece bir girişimci gerçek manada hayvan yetiştiriciliği ve ticareti yapmaktadır. Gelişmiş bir sektör durumunda değildir. Kümes hayvancılığı da aynı düzeydedir.

             Beldemizde en önemli geçim kaynaklarından biri balıkçılıktır. Beldemizin doğal liman özelliğinden dolayı belki de yerleşim alanı olarak kurulduğundan bu yana bu bölgede balıkçılık yapılmaktadır. Kara ulaşımının olmadığı zamanlarda ticaretin deniz yoluyla yapılmasından, bölgemizde denizciliğe çok önem verilmiştir. 70 yaş ve üzerinin anlattıklarına bakarsak, kara ulaşımının olmadığı zamanlarda deniz ulaşımı bölge için çok önemli idi ve bir geçim kaynağı idi. Günümüze gelindiğinde ise beldemizde balıkçılık en önemli geçim kaynaklarından biri haline gelmiş ancak, balıkçılığın gelişimi için beldeye önemli yatırımlar getirilmemiştir. Balıkçıların kendilerinin teknelerini ve av araç-gereçlerini artırma çabaları neticesinde Türkiye Balıkçılığında söz sahibi olan girişimciler ortaya çıkmıştır. Beldemizde yaşayan Akgün ailesine ait olan ve boyları 47mt  ve 52mt olan iki avcı teknesine, 32 mt ve 26 mt olan iki taşıyıcı tekne ve ayrıca Kara ailesine ait olan 27mt. Boya sahip avcı teknesi mevcuttur. Bunların haricinde tamamı belde halkına ait olan boyları 4 ila 12 metre arasında değişen ve 40 tanesi profesyonel diğerleri amatör avcılık yapan toplam 55 adet balıkçı teknesi mevcuttur. Tekne sayısı üzerine basit bir hesapla beldemizde balıkçılıkla iştigal eden kişi sayısını 250 kişi olarak söylemek abartı olamaz. Bundan elde edilen gelir de belde ekonomisinde çok önemli bir yere sahiptir.        

             Balıkçılıkta avlanan en önemli türler ise; Hamsi, Palamut, İstavrit, Mezgit, Barbunya, Kalkan ve Büyük teknelerin Akdeniz’de avladıkları Orkinos’u da sayabiliriz.

          Beldemizde bir adet Tarım Kredi Kooperatifi, Bir adet Sağlık ocağı mevcuttur


 
  Toplamda 64491 ziyaretçi tarafından ziyaret edildik. Akçakale Beldesi 2009  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol