AKÇAABAT AKÇAKALE BELDESİ
  Fıkralar
 
          Arkadaşlar bu kısımda ise yöremizin sembolü olan Temel'imize ait fıkralar bulunmaktadır. Gülmeniz sonucu oluşabilecek sağlık sorunlarından dolayı hiçbir mesuliyet kabul etmediğimizi önemle belirtiriz )

 
 KAHKAHALARLA GÜLMEYE HAZIRSANIZ BUYRUN BAŞLIYORUZ :))





HATIRLA ONI

Ülkeler arasi bir yarisma yapmaya karar verilmis. Hangi Ülkenin insanlari daha fazla sir sakliyabiliyor diye. Neyse her ülkeden bir kisiye bir sey söylemisler bu o ülkenin sirri olucak...Almani aliyolar çok az bi iskence ile hemen söylüyo. Fransiz ise Alman dan biraz daha fazla dayaniyo. Ingiliz ise, bir turlu söylemiyo. Sonunda elektrikli sandalyeye koyuyolar ve orada sirrini söylüyo....Sira Temele geliyo tabii. Temeli aliyolar içeri biraz dayak filam yok, tirnaklarini söküyolar yok söylemiyo. bir sürü iskence akla hayale sigmayacak Temel de ses yok sadece "bilmeyrum" diyor baska bisey demiyor. Sonunda bunu da elektrikli sandalyeye koyuyolar yine bilmiyorumdan baska kelime cikmiyo agzindan. Bakiyolar olacak gibi degil Temeli kamera ve mikrofon yerlestirilmis bi odaya koyuyolar. Bakalim ne yapacak diye. Temel giriyo odaya. Bir zaman sonra bakalim neyapiyo diyolar. Temel odada kafasini duvara vurarak:
- Ula hatirla oni.....ula hatirla oni....


Sen sanıyorsun ki !

Temel'in ineği hastalamış...
Hangi veterinere götürmüşse bir türlü iyileşmemiş inek...
Temel biçare bir şekilde düşünürken ellerini açıp Allah'a yalvarmış:
"Yarabbi sen ineğimi iyi et... İyi edersen 15 gün oruç tutarım..." diye..
Bu hayvan iki günden fazla yaşamaz diyen veterinerlere rağmen inek iyileşmiş..
Bizim Temel 15 gün oruç tutmuş. 16. gün inek ölmüş.
Temel ne yapacağını şaşırmış. İnek ölü.. Havadan 15 gün de tutulan oruç.
Ellerini açıp "Yarabbi sen sanıyorsun ki Temel aptaldır, hiç itiraz kabul etmem. İneği kurbana sayar, tuttuğum oruçları da Ramazan'dan düşerim !"


PATATES

Temel ajan olmaya karar vermis. Akademiyi zor bela bitirmis.
Is pratik beceriye kalmis son sinav da kamufle imis.
Bir oda var ve bu oda da bir çuval var. O oda da saklanacakmissin.
Birinici adam giriyo odaya cuval uzerine geciriyor ve juriyi bekliyor. Juri geliyo ve içi dolu olan cuvalla bi tekme atiyo. Çuvaldan kopek havlamasi geliyo ve juri begeniyo "iyi" diyor.
Bir ikincisi ayni sekilde yalnizca kedi miyavlamasi yapiyor.
Sira Temele geliyor ve temelde cuvali uzerine geciriyor juriden bi tekme yiyor ama ses seda yokkk iki uç derken adamlar joplarla vurmaya basliyorlar.. Sonra vurmayi kesiyorlar cunki oleceginden endise etmeye basliyorlar ...derken bi ses cikiyor "
- patates,patateeees!




Mutlu bir evliligin sirri

Dursun ilk okul caglarinda dedesi Temele sorar:
- Dede senle nenem pirpirinuzi cok seveysunuz herhalde,
dogdum dogali daha bir kez kavga ettugunuzi pilmem der.
Dede Dursun: Dinle usak sana evlulugumizun sirruni anlatayum.
Dede baslar anlatmaya:
- Pen nenenu cok seveydum, Allah icun oda benu seveydu, ama nenenun babsi nenenu baga vermek istemedu bende bindum atuma kacurdum oni. Nenen ceyuzuni topladu, düstuk yollara.
Yolda giderken penum at bir ara tökezledi bende sinirlendum oga dedumki : BAGA BAK BU BIR!
Sonra yolla tam devam edeyruk derken at gene tökezledi, dedum:
BAGA BAK ULA BU IKI!
Sonra tam köye varmamiza cok az bir vakit kalmisidiki at gene tökezledi, dedum AHA BUDA ÜC! Ve cikardum belumdeki ondörtliyla furdum oni orda! Sonra nenen basladi söylenmeye:
- Yok niye furdun ati, sen manyakmisun? Onca esyalaru piz nasul köye tasuruk... Bende oga dedumki: - FADIME BU BIR!
Iste usak o gün bu gündür nenen agzuni acup baga bir kelime demey...




rus kizlari

Temel ile Dursun felekten bir gece calmak isterler ve kendilerine iki rus kizi ayarlayip ormanins sessizligine dalarlar.
Kizlar bu durumdan korkarlar ve aralarinda konusamya baslarlar,
kizlardan biri: Ne yapip edip bunlardan kurtulmamiz lazim der.
diger kiz: Buldum! Onlara dönme oldugumuzu söyleyelim, böylece bizden igrenir ve bizi serbest birakirlar der.
Bu fikir diger kizinda aklina yatar ve hemen usaklarin yanlarina giderler.
Kizlardan biri: Bana bakin! BIZ DÖNMEYIZ!!!
Temel gayet sakin ve gülümseyerek:
- Bu kadar yoli geldukten sonra, asul biz dönmeyuz!!!



Geri Geturun

Temelin bi parasütçü dükkani varmis. Adamin biri bir parasüt almis biraz pazarlik yapmis ve parasütün özelliklerini sormus. Temel de teker teker anlatmis.
Adam en son çikarken:
- peki bu açilmazsa ne yapmak gerekir
- Açilmazsa hemen keri keturun oni..

 

Hala Cinlere İnanıyor
Yeni evli çift balayı zamanında golf oynamaya karar verirler. Otellerindeki golf sahasına inip golf oynamaya başlarlar. Adam topa bir vurur top direk çalılıkların arasında kaybolup beraberinde bir şeylerin kırıldığına dair ses getirir.. Sesi takip eden çift topun harabe bir kulübenin camını kırdığını anlarlar. İçeri girdiklerinde iri kıyım bir adam koltukta oturmaktadır. Çift üzgün bir vaziyette, -Kusura bakmayın beyefendi bilerek olmadı çok özür dileriz zararınızı ödemeye de razıyız, diyerek af dilerler.
Bunu gören adam:
-Hayır hayır esas ben size çok teşekkür ederim. Ben bir cinim ve 300 yıldır bu lambadaydım.. Topunuz lambayı kırarak benim serbest kalmama neden oldu.. Bu yüzden ne isterseniz yapacağım ikinizinde birer hakkı var, der.
Kadın:
-Benim içinde hizmetçileri olan kapısında son model arabalar duran bir villam olsun, der.
Cin:
-İsteginiz yerine getirildi bayan, der.
Adam ise düşünür.."Ev var araba var bende 1 milyon dolar istiyeyim diyerek hemen söze girişir:
-Cin bende hesabımda 1 milyon dolar istiyorum.
-Beyefendi sizin de isteğiniz yerine getirildi. Fakat benimde bir isteğim var biliyorsunuz 300 senedir bir lambada kapalıyım ve canım acaip kadın çekiyor. Bu isteklerinizin karşısında bende hanımınızla beraber olmak istiyorum, der.
Adam bu istek karşısında sinirlense de cinin yaptıklarından dolayı biraz yumuşar ve cin olduğunu düşünüp bir daha karşılarına çıkmayacağını düşününce karısına bakar. Karısı da yakışıklı cinle bir beraberliğin zararlı olmayacağını düşünüp kabul eder. Kadınla cin arka odada işlerini bitirmişler kadın giyinmektedir. Cin yatakta uzanırken kadına:
-Hanfendi kocanız kaç yaşında?
-35 nolduki?
-Hiiç bu yaşa gelmiş hala cinlere inanıyor

 

Ne biçim kadın gönderdin bana ?
Temel, seyahate çıkmış. Uzun zaman evinden ayrı kalmış. Bir akşam bir kente gelip küçük bir otele inmiş.
Odasına yerleştikten sonra, aşağıya telefon etmiş. Telefonu otelin sahibi açmış.
Temel, ne istediğini söylemiş:
"Bana bir fahişe bulup gönderin."
Bunu söyledikten sonra telefonu kapatmış. Otelin sahibi şaşırmış. Yanında duran karısına dönmüş:
"Demin gelen müşteri kadın istiyor..."
Otelin sahibinin karısı öfkeden deliye dönmüş:
"Terbiyesiz adam, ne zannediyor bizim otelimizi. Hemen git o müşteriye ağzının payını ver..."
Otel sahibi, müşteriye ağzının payını verme fikrini pek tutmamış:
"Adama ne söyleyeceğim karıcım, bir terbiyesizlik eder, başım derde girer..."
Kadın çok sinirliymiş:
"Sen gitmezsen, ben gider söylerim..."
Ve, hışımla merdivenleri çıkıp Temel'in ağzının payını vermeye gitmiş. Kocası da aşağıda bekliyormuş. Yukardan gürültüler gelmeye başlamış.
Onbeş yirmi dakika sonra Temel aşağıya inmiş. Üstü başı yırtılmış, yüzü tırmıklanmış...
Otelcinin yanına gidip bir güzel çıkışmış:
"Ne biçim kadın göndermişsin be. İstemem diye tutturdu. Becerene kadar anam ağladı."





Ateş Düştüğü Zaman
Nasreddin Hoca'nın evine tüccar arkadaşı misafir olmuş.Hoca ona mantı pişirip getirmiş. Arkadaşı acele edip mantıyı hemen ağzına atınca boğazı yanmış. Boğazının yandığını belli etmemek için başını tavana doğru dikmiş ve yanmanın etkisi gidince de başını tavandan indirmeyip sormuş :
-Hocam bu tavanı ne zaman yaptınız.
Hoca hemen :
-Boğazına ateş düştüğü zaman, demiş.


Otomatik Lamba

Temel geç saatte zil zurna sarhoş eve geldi. Karısı uyuyordu. Tuvalet ihtiyacını giderdikten sonra karısının yanına geldi ve kadını uyandırdı.
- Karıcığım,
- Ne var ?
- Sen ne mükemmel bir kadınsın be, birtanesin.
- Ne oldu gene ?
- Ne olacak tuvaletimize o otomatik lambayı ne zaman taktırdın ? Harika olmuş.
- Ne diyorsun sen ne lambası ?
- Valla ne bileyim hayatım, tuvaletin kapısını açınca ışık yanıyor kapatınca sönüyor.
Bu duyan kadın öfkeyle yerinden fırladı :
- Allah belanı versin pis sarhoş yinemi buzdolabına işedin !




Zurna GibiÜç kovboy Teksas ta bir barda masaya oturmus, kafayi çekiyorlar... Bir sarhos girmis içeri.
Parmagi ile ortadakini isaret etmis, "Senin anan" demis,"Teksas in en çilgin seks manyagidir"...
Masanin etrafi bir anda bosalmis ama ortadaki adam duymazdan gelmis, içkisine devam etmis. Sarhos çikmis gitmis ancak on dakika sonra geri gelmis. Gene ayni masanin basinda dikilmis ve,"Senin o fahise anani az önce becerdim, harikaydi" demis. Etraf masalar gene bir anda bosalmis fakat bizim kovboy gene kilini kipirdatmadan içmeye devam etmis. Sarhos çikmis gitmis. On dakika sonra gene gelmis."Senin anan var ya,senin anan" diye baslarken, kovboy nihayet lafini kesmis.. "Eve git de yat,gene zurna gibi içmissin, baba!..""


Bu Geceki Suratsız
Roger agir sartlar altinda calisan bir iscidir. Bos zamanlarini hep bowling ve voleybol oynayarak gecirmektedir. Karisi bu duruma uzulur ve bir hafta sonu onu striptiz kulubune goturmeye karar verir. O aksam beraberce kulube giderler. Kapidaki bodyguard,
"Hey Roger! Seni gormek ne guzel!" der.
Karisi sasirir,
"Daha once buraya gelmismiydin Roger?"
Roger,
"Hayir hayir o adami bowlingten taniyorum..."
Iceri girerler ve bir masaya otururlar.
Garson gelir,
"Iyi aksamlar Roger! Herzamanki gibi Cin tonik degil mi?"
Karisi,
"Roger bana bak sen buraya daha once geldin degil mi?"
Hafif hafif ofkelenmeye baslayan karisini sakinlestirmek zordur.
Roger,
"Ne alakasi var! Voleyboldan tanirim onu bir iki tek icmisligimiz var ordan yani..."
Karisi pek tatmin olmamistir ama susar. Derken stiriptizci hatunlardan biri masaya gelir, stritipzci,
"Selam Roger! Yine ozel masa sovundan mi istersin?"
Roger boka batmistir... Karisi hisimla yerinden kalkar ve kulubu terk eder, Roger pesinden kosar, Kadin bir taksiye biner ve taksi kalkmadan Roger da yetisir, Karisi ofkeden patlayacak gibidir...
O sirada sofor arkaya doner ve soyle der,
"Bu geceki cok suratsizmis Roger!"








Herşey Senin İçin

Becky ve Sam 50'nci evlilik yıldönümlerini kutluyorlardı.
Sam birden soruverdi:
"Sevgilim, bu elli yıl içinde beni hiç aldattın mı?.."
"O da nereden çıktı?" diye sinirlendi Becky..
"Cevabı da öğrenmek istemezsin herhalde ?.."
"İsterim" dedi Sam.. "Lütfen anlat, ne olur?.."
"Madem öyle" dedi Becky,
"Üç kez aldattım seni.."
"Üç kez öyle mi?.. Kimlerdi onlar?.."
"İlki" diye anlatmaya başladı Becky,
"Hani sen 30 yaşındaydın ve kendi diş kliniğini kurmak istiyordun ama hiçbir banka sana kredi açmıyordu. Sonra bir banka yöneticisi eve geldi, hiçbir şey sormadan tüm kağıtları imzaladı ve sen en modern araçları getirebildin."
"Ooo Becky.. Benim için kendini feda ettin ha.. Benim sevgili karım!.. Peki ikincisi.."
"Hani 50 yaşında felaket bir kalp krizi geçirmiştin.. Çok kritik bir bye-pass ameliyatı geçirmen gerekiyordu da, hiçbir doktor sana el süremiyordu.. Her an ölebilirdin. O sırada Dr. Bakey onca yoldan kalktı geldi. Ameliyatını yaptı, seni hayata döndürdü.."
"Ah benim sevgili karım.. Hayatımı kurtarmak için kendini bir kez daha feda ettin öyle mi?.. Hiç kimsenin böyle harika bir eşi olamaz. Böyle bir şey yapman beni ne kadar sevdiğini gösterir. Üçüncü peki?.."
"Hatırlıyor musun, yıllar önce Diş Hekimleri Odası Başkanı olmayı fena halde istiyordun ve 47 oyun eksikti?.."



Yanlış Ev

Hizmetçi: Aloo?
Adam: Kızım benim, hanımı çağırıver sen bana
H: Bir dakika efendim
H: Alo
A: Ne oldu kızım, hanım nerede?
H: Ay beyfendi nasıl söylesem, hanımefendi yatak odasında biriyle beraber.
A: Ne, bir adamla mı?
H: Maalesef, beyfendi.
A: Ne?!, hem de benim evimde ha! Bana bak kızım, git benim çalışma odama, aç masamın çekmecesini ordaki tabancayı al, ikisini öldür, emrediyorum sana!
H: Beyfendi, ben nasıl yaparım öyle şeyi?
A: Yaparsın, bak telefonda bekliyorum, yürü haydi
İki el silah sesi duyulur..
H: Alo, beyfendi
A: Ne yaptın kızım?
H: Söylediğiniz gibi silahı aldım, ikisini de öldürdüm efendim. Sonra da silahı havuza attım.
A: Ne havuzu?
H: Bahçedeki yüzme havuzuna beyfendi, nereye olacak?
A: Ulan bizim villada yüzme havuzu yok ki, orası neresi Alooo?


ŞİMDİ GELDİM
Temel, bir binanın altıncı katından düşer. Hemen etrafına bir kalabalık toplanır. Yoldan geçen biri kalabalığı yararak, yaralı Temel'in üzerine eğilip sorar:
-Ne oldu?
Temel, zorlukla:
-Vallahi bilmeyrum. Ben de şimdi celdum.



TEMEL TRAFİKTE
Trafik memurları karşıdan gelen Temel ve Fadime’yi çevirmiş. İkisinin kemerlerini de takılı görünce tebrik etmiş:
-Bugün yaptığımız kontrolde tek emniyet kemerini takan çift sizsiniz. Bu yüzden 500 milyon ödül veriyoruz. Bu parayla ne yapmayı düşünüyorsunuz beyefendi?...
-Ne yapacağım hemen gidip kendime ehliyet alacağım...
-Nee... Ehliyetiniz yok mu?...
Fadime olayı toparlamak için atılmış:
-Kusura bakmayın memur bey, Temel içince ne dediğini bilmez...
-Nee... Bir de içkili misiniz?...
Arka koltukta oturan yaşlı Dursun öne doğru eğilmiş:
-Ben demiş idum çalıntı arabayla yola çıkmayalım başımıza bir iş gelir diye...
Memur neye uğradığını şaşırmışken, bagajdan atlayan İdris koşarak gelmiş:
-Ne oldu?... Geçtik mi sınırı ?...



ÜSTÜNE ETME
Temel, Almanya'dan gelen arakadaşı Dursun'u lokantaya götürür. Garsona:
-Baa bi kuru fasulye, pilav, üstüne de et, der.
Dursun:
-Baa da aynısından, ama üstüne etme!



YERLİ AVI..
Temel ile Dursun bir yarışmaya katılırlar. Bu yarışmada en çok yerli öldürene, 100.000$ verilmektedir. Bunlar yerli avlamak için Amerika'ya giderler 3
-4 gün aramalarına rağmen bir tane bile yerli öldürememişlerdir. Bunlar bir gün sabah kalktıklarında etrafların da 100'ü aşkın yerli bulurlar. Temel Dursun'a: La Dursun kalk zengin olduk!

 

 

KATİL SERÇE )


Serçenin biri bir bahar günü dalgın dalgın uçuyormuş.
Bir anda farketmiş ki, bir yolun bir metre üstünde uçuyo ve karşıdanda motorsikletli bir adam geliyo.
Her ikisi de çarpışmayı engellemek için ellerinden geleni yapmışlar... ama nafile...
Serçe "çotaanaaaak!!!" diye kaska çarpıp düşmüş.
Şimdi, motorcu sıkı bi hayvansever ya, doğal olarak hemen atlamış motordan; koşmuş serçenin yanına.
Serçe baygın yatıyo.. kıyamamış, bırakamamış yolda; almış getirmiş eve.
Eskiden kalma bi de kafesi var evde..baygın serçeyi kafesin içine güzelce yerleştirmiş.. yanına da az biraz su, az biraz ekmek koymuş, vurmuş kafayı yatmış...
Bizim serçe bi müddet sonra ayılmaya başlamıs.. Daha tam seçemiyo ortalığı.. hafif bulanıklık var yani...Bi bakmıs ki parmaklık, ekmek, su falan var bulunduğu yerde...
Birden dank etmiş vaziyet:-hass....tir.....laa motorcuyu öldürmüşüz ....!!!



SAHTE KIZIL

Çok güzel kızıl saclı bir bayan doktorun ofisine girer ve her yerinin
ağrıdığını söyler.
"Imkansız" der Doktor "Gösterin lütfen bana"
Kızıl saçlı bayan işaret parmağını uzatır sol göğsüne bastırır ve
çığlık atar, sonra dirseğine bastırır bu sefer daha fazla acıyla
bağırır.
Dizine bastırır ve çığlık atar, ayak bileğine bastırır aynı şekilde,
neresine dokunsa çığlık atmaktadır.
Doktor, "Gerçek kızıl değilsiniz değil mi" der.
"Eee, değilim" der kızıl, "Aslında sarışınım"
"Tahmin etmiştim" der Doktor, " Çünkü parmağınız kırık"

TEMEL SUYU KAYNAT )


Kadının biri bir petshop a gider ve "bir papağan almak istiyorum" der.
Temel ismindeki petshop sahibi , Hanımefendi elimde bir tane papağan
kaldı fakat bu papağan çok küfürbaz almak istemezsiniz sanırım" der.
Fakat bir papağan sahibi olmak isteyen kadın , "Hayır almak istiyorum" der
ve papağını alır. Evine geldiğinde bir bakar ki gerçekten papağan kadını
her eve geldiğinde "hoşgeldin or...u" diyerek karşılar. Buna dayanamayan
kadın papağanı alır ve petshopa geri götürür.

Temel bey bu papağan gerçekten çok terbiyesiz. Her eve geldiğimde beni
"hoşgeldin o....u" diyerek selamlıyor ve ben buna dayanamıyorum.

Papağını geri getirdim ve paramı geri istiyorum. Fakat o anda paraya
ihtiyacı olan Temel "hanımefendi merak etmeyin birkaç gün bana
bırakın ben terbiye edeyim daha sonra gelin alın..." der. Kadın
inanmayarak da olsa tamam der ve gider. Temel papağanı alır ve bir
çaydanlık su kaynatır. "Ne diyeceksin lan kadın eve geldiğinde" diye sorar
papağana
"Hoşgeldin o....u diycem." der. Bunun üstüne papağanın kafasını kaynar
suyun içine sokar ve tekrar sorar. Papağan yine aynı yanıtı verir.
Bir olur iki olur ve papağan işkenceye dayanamaz . "Hoşgeldiniz
hanımefendi diycem" der. Ertesi gün kadın gelir ve Temel kadına
papağanı terbiye ettiğini söyler. Kadın bunu kontrol etmek istediğini
söyler ve papağana sorular sormaya başlar.
"Ben eve geldiğimde bana ne diyeceksin?"
"Hoşgeldiniz hanımefendi" diyeceğim der papağan.
Kadın çok şaşırır ama emin olmak için devam eder. "Peki yanımda bir kız
arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?"
"Hoşgeldiniz hanımefendiler" diyeceğim..
"Peki yanımda bir erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?"
"Hoşgeldiniz beyfendi" diycem.
"Peki yanımda 2 - 3 erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?"
Papağan biraz duraksar ve cevap verir :
Oğlum Temel suyu kaynat, bu karı harbi or....u lann!!!




MATEMATİK DERSİ
Matematik öğretmeni ilkokul çocuklarına sormuş:
-Ağaçta 5 kuş var.Birini vurdum kaç kaldı.
Ahmet hemen:
-Hiç kalmaz.Çünkü sesten hepsi uçar, demiş.
Öğretmeni bunun üzerine:
-Olmaz öyle şey, diye cevap vermiş.
-Burası matematik dersi.5 taneden biri vurulursa 4 tane kalır.Ama düşünüş
biçimini beğendim.
Ahmet fena halde hırslanmış:
-Bende birşey sorabilirmiyim öğretmenim demiş.
Sor bakalım.
-3 kadın dondurma yiyor, biri ısırarak, biri yalayarak, biri emerek
yiyiyor.Bunlardan hangisi evli.
Öğretmen kızarıp bozarmış.Sonunda:
-Bilemem, demiş.
-Emen mi?
Ahmet cevabı yapıştırmış:
-Yoo, parmağında alyansı olan. Ama düşünüş biçiminizi beğendim.



ERZURUMDAN ÇIKTIM YOLA
Zamanın birinde Erzurum'dan bir grup insan hacca gitmek için yola çıkmışlar. Van'a gelmişler.
Van'ın bir köyünde konaklamaya karar vermişler.
O köyün de imamı yokmuş. Köylüler aralarında konuşmuşlar ve Erzurum'dan çıkıp hacca giden bu
topluluktan birini imam yapmaya karar vermişler.
Bu insanlar hacca gidiyorlarsa boş insan değillerdir diye düşünmüşler.
Nitekim tekliflerini içlerinden birisi kabul etmiş. Her yıl 400 koyun verilecekmiş imama.
Adam hacca gidip masraf yapacağıma burada kalıp yalandan imamlık yapar ve
her yıl 400 koyun sahibi olurum diyerek işe başlamış.
Köylü camide toplanmış namaz kılınacak. Sayın imam başlamış namazı kıldırmaya :
- Erzurum'dan çıktım yola Van'da verdim mola 400 koyun verdiler bana, Allahuekber...
Bu günlerce aynı biçimde devam etmiş. Köylü bu işe biraz şaşırmış ve konuşmuşlar aralarında :
- Daha önceki imam mı yanlış kıldırıyordu, yeni imam mi yanlış kıldırıyor? Bunu gidip Müftüye soralım.
Sayın müftü meşhur Of'lu... Müftüye gelen halk her şeyi anlatmış. Müftü köylüye dönerek :
- Siz şimdi hiç imama çaktırmadan köyünüze dönün ve namaz vakti camide toplanın ben de namaza geleceğim, diye emir verir.
Herkes köyüne döner ve namaz vakti cemaat camide toplanır. Tabi ki Sayın müftüde camidedir. İmam namazı kıldırmaya başlar.
Birinci rekat :
- Erzurum'dan çıktım yola, Van'da verdim mola, 400 koyun verdiler bana, Allahuekber... der hoca.
Arkadan "öhö.. öhö!.." şeklinde bir ses duyulur. İmam yakalandım herhalde diye korkmaya başlar.
İkinci rekatta sözlerinde biraz değişiklik yapar :
- Erzurum'dan çıktım yola, Van'da verdim mola, 400 Koyun verdiler bana, yarısı sana yarısı bana... Allahuekber...
Namaz bitince köylü Müftüye dönerek "İmam efendi namazı doğru mu kıldırıyor? diye sorar. Müftünün cevabı :
- Haçen birinci rekatta biraz şaşirdi ama ikinci rekatta işi düzeltti...





-----BONUS FIKRA------

küçük alican 5 yaşına kadar hiç konuşmamıştı ve ailesi bu duruma çok üzülüyordu.O gün kahvaltıda birden : "NERDE BU KAHROLASI ŞEKER ? " dedi. Babası nereyse küçük dilini yutacaktı. Annesi sevinçten ağlamaya başladı : Oğlum sen konuşabiliyormusun, şimdiye kadar niye tek kelime etmedin ?
Alican asık suratla : Şimdiye kadar herşey yolundaydı !!!


Fıkra M.Nedim Hazar'ın köşesinden alıntıdır.

Rizeli imamlar ile Trabzonlu imamlar arasında bir dostluk maçı yapılacakmış. Ancak maç dostluk ama, iddia ve mücadele çok ciddi boyutlarda imiş. Trabzonlu imamların en iyi futbolcusu, aynı zamanda takım kaptanı olan golcü imammış.
Kaderin garip tecellisi, Trabzonlu kaptan imam son antrenmanda sakatlanmış. Girdiği bir ikili mücadelede ayağı kırılmış ve maça çıkamayacağını anlayınca, ikinci kaptanı çağırıp bir hile-i şeriyye düşünmüşler. Plana göre; Trabzonlu imamlar o esnada tatilde olan Fatih Tekkeyi bulup Elif Bayı, tecvit kurallarını öğretip, imam statüsünde oynatacaklarmış.
Fatih Tekke de bu isteğe olumlu cevap vermiş. Maç günü gelip çatmış. Takım halinde hastanede ayağı kırık kaptanı ziyaret etmiş Trabzonlu imamlar. Kaptan dua edip yolcularken, Aman maçın sonucunu bana bildirin  diye ikaz da etmiş.
Aradan üç saat geçtikten sonra Trabzonlu imamların kaptanı hastane odasına başı önünde gelmiş Ne oldi? diye sormuş ayağı kırık kaptan. 5-1 yenildik diye cevap vermiş mahcup Trabzonlu imam Ula nasıl olur Fatih Tekke Hoca hiç atamadı mı? Attı demiş muhatabı bizim tek golü o attı zaten Peki Rizeli imamların golünü kim attı? diye sormuş yaralı kaptan. Cevap karşısında şaşırıp kalmış: Ronaldinho Hoca ile Roberto Carlos Hoca!

 

Adam, kisa bir sure once ayrildigi evine telefon acar, bahcivana sorar:
- Nasil her sey yolunda mi ?
- Yolunda. Yalniz, kuregin sapi kirildi onu tamir etmeye calisiyorum.
- Neden kirildi?
- Kopeginize mezar kazarken, zorlamisim, bu yuzden kirildi.
- Nee! Kopegim oldu mu?
- Havuza dustu oldu.
- Benim kopegim cok iyi yuzerdi; nasil havuzda olur?
- Ama havuzun suyu bosalmisti, betona cakildi; bu yuzden hayatini kaybetti.
- Daha havuzu yeni doldurtmustum. Neden bosalttiniz?
- Biz degil itfaiyeciler bosaltti. Cunku evdeki yangini sondurmek icin ille suya ihtiyac duydular.
- Evde yangin mi cikti?
- Evet efendim. Annenizin vefati dolayisiyla cok sayida insan geldi. Bir sigara izmaritinden kağıtlar, ardindan da perde tutusmus. O
kalabalikta farkina varamadik.
- Annem nasil öldü? Sapasaglamdi.
- Haklisiniz. Biz de sasirdik ama, sizin yatak odaniza bir sey bakmaya girmis. Yatakta karinizla en yakin arkadasinizi görünce kalbine inmis.
- Yahu hic pozitif bir haber yok mu? Bunaldim.
- Olmaz olur mu? Var. Gecen gun siz AIDS testi yaptirmistiniz ya..
Iste onun neticesi pozitif cikti ...


TEMEL VE AZRAİL

Azrail temelin yanına gelir ve kardeş vaktin tamam hadi gidelim der.
Temel de uyanık ya yalvarır bana 5 yıl süre ver ondan sonra gel al canımı azrail tamam der temel de kendi kendine pilot olursam beni havada yakalayamaz derken 5yıl sonunda azrail pilot temelin yanına gelir ve vakit doldu gidelim der
temelde şimdi canımı alsan arkada 300 yolcu var onlar ne olacak der
azrail : oglum hepinizi bir araya getirene kadar anam ağladı zaten

 

3 atranot uzaya gidecek.Bunlardan biri alman biri ingiliz biride bizim temel.Bunlar ASTRONOT TEMEL
yıllarca gelmiyecekleri için en önemli ihtiyaclarını sorarlar.Alman bana sarışın,esmer,kumral hatun der.İngiliz bana bol bol içki der.Bizim temel baaa bol bol cigara der.Neyse istekler temin edilip uzaya fırlatılıyorlar.3 astronot aradan yıllar geçiyor geri dönüyorlar.Tabi aileler merakla bekliyor.Önce alman iniyor dalyan gibi alman olmuş iğne iplik.Sonra ingiliz iniyor adam zil zorna sarhoş.Tabiki sıra temele geliyor.Temel kapıda görünür görünmez bi fırlıyor agzında cigarayla:
-"Allahını seven baaa ateş versuuun"




devamı gelecek...
 
  Toplamda 64455 ziyaretçi tarafından ziyaret edildik. Akçakale Beldesi 2009  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol